Musa ve Hızır as


Başımıza gelen bela, musibet kaza ve hastalık gibi bize isabet eden ne varsa bu Allah’ın dilemesi iledir.
İster kendi zaaflarımız sonucu olsun ister olmasın farketmez ki Allah  bunu biliyor olmasın ve takdir etmiş olmasın.
O’nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez.enam 59
Bulunduğunuz konum sizin imtihanınızdır.
Hikmet sahibi olan rabbınızın sizi sınamasıdır.
Bizler gaybı ve başımıza gelenin arkasında ki sır perdesini göremeyiz bilemeyiz.
Bizlere düşen rabbe teslim olup imtihanda olduğumuzu asla unutmamaktır.
Musa aleyhisselam a  insanların en bilgilisi kimdir diye soruldu o da en bilgili kişi  benim  benden daha bilgilisi yoktur dedi. Allahu Teala ona vahyederek benim iki denizin birleştiği yerde bir kulum var o senden daha bilgilidir dedi.
Musa, Rabbim onunla nasıl görüşebilirim diye sorunca yüce Allah yanına  bir Balık al onu bir zembile koy  balığı kaybedeceğin yerde o kulu bulacaksın dedi. buhari
Musa arkadaşı ki,   bunun kendisi gibi peygamber olan Yuşa bin nun olduğu söylenmiştir. İle birlikte yanlarına tuzlanmış bir balık alarak iki denizin birleştiği yere gider.
Onlar iki denizin birleştiği yere vardıklarında bir kayanın yanında konaklamılşlar  ve Musanın uyuduğu bir sırada balık canlanarak hareketlenmiş ve denizde kaybolmuştur.
Tabi geçtiği yerde iz bırakarak gitmiştir.
Hayret ve şaşkınlık verecek şekilde denizde yol almıştır.
Sonra kalkıp yollarına devam etmişler  bir kuşluk vakti Musa arkadaşına yemeğimizi getir de kuşluk yemeğini yiyelim  hem acıktık hemde yorulduk deyince,
arkadaşı balığın dinlendikleri Kaya’nın yanında abı hayat suyunun ki,bu su ölmüş olanı canlandıran bir su özelliğine sahip.zembili devirmesi ile balığın canlanıp ( balığın yarısının yenmiş olduğu rivayetleri de vardır) denize gittiğini ve bunu kendisine söylemeyi unuttuğunu söylemesi üzerine.
Musa arkadaşına işte bu aradığımız şey di dedi.
Yani aradıkları adamı orada bulacaklardı.
İzlerinin üzerine dönerek  balığın kaybolduğu yere geldiler.
Orada denizin ortasında elbisesine bürünmüş, örtünün bir kısmını altına bir kısmınıda kafasının altına yastık edinmiş bir adam  buldular.
Musa ona selam verince ,adam yüzünü açarak sen kimsin dedi.
Musa ben musayım deyince adam İsrail oğullarının Musasımı dedi.
Musa evet ben oyum dedi.
Adam niçin geldin diye sordu.
Musa sana öğretilen ilimden faydalanmak için geldim dedi
Dediki senin İsrail oğulları arasında bir meşguliyetin vardı.
Musa beni nereden tanıyorsun diye sorunca, adam beni sana tanıtan seni de bana tanıttı dedi
Ki bu kişi cumhuru ülamanın bildirdiği kadarıyla Hızır aleyhisselam dır.
Hızırın bir peygamber mi? Salih bir kıl mu? Yoksa bir melek mi olduğu hususu tartışmalıdır.
Genel kanaat bir peygamber olduğudur.
Eğer bu şahıs peygamber veya Salih bir kul ise yaşaması imkansız olup selefin görüşüne göre ölmüştür.
Yok o bir melek ti ise hâlâ yaşamaktadır.
Yaşa sa da ölsede Allah’ı bırakıp da hızırdan yardım ve medet dilenmek ise şirk olup tevhide aykırıdır.
Musa o kişiye sana öğretilen doğru ilimden bana da öğertmen için sana tabi olayımmı dedi
O adam, doğrusu sen benimle beraber olmaya güç yetiremezsin.
Senin ilmin zahiridir görünendir  benim ilmim ise batınidir
İç yüzünü bilmediğin bir şeye nasıl dayanacaksın ki, sen peygamberin haksızlığa sessiz kalamazsın ki dedi.
Musa da inşallah beni sabredenlerden bulacaksın. Sana karşı gelmeyeceğim dedi.
Alimlerimiz dediler ki,
Burada inşaallah lafzını kullanmadığı için o bakımdan dayanamayarak itiraz etti dediler
Hızır da ben sana açıklama yapıncaya kadar bana asla bir şey sorma  dedi.

Bunun üzerine ikisi yola koyuldular.buradan itibaren Musa’nın arkadaşı yoktur.
Bir gemiye bindiler ve Hızır  kimsenin görmez yanımdan sadece Musa görüyordu gemiyi delerek gemiyi yaraladı ve su almasını sağladı.
Musa itiraz ederek sen bizi ücretsiz olarak gemiye aldıkları halde içindekileri suda boğmak içinmi gemiyi Deldin.
Vallahi büyük bir iş yaptın  dedi.

Rivayete göre  Musa sinirlenerek bir kenara çekilip ben bu adamın arkadaşlığını ne yapayım ben İsrail oğullarının peygamberiyim onlar bana itaat ediyorlardı diye geçirince. Hızır içinden geçirdiğini sana haber vereyimmi dedi. Musa söyle deyince aynısını musaya aktardı. Musa da doğru söyledin dedi.

Hızır, ben sana benimle beraber olmaya dayanamazsın demedim mi dedi.
Musa özür beyan ederek unuttuğum şeyden dolayı bana çıkışma bana güçlük çıkarma dedi
Bu sırada bir kuş gelerek geminin kenarına kondu.gagasını denize daldırıp çıkardı.
Hızır dedi ki, benim ve senin bilgin Allah’ın ilminden ancak şu kuşun gagasıyla aldığı su kadar eksiltmiştir.
Derken kıyıya çıktıklarında, çocuklar arasında oyun oynayan ve aralarında en yakışıklı olan çocuğu tutarak, kafasını kopararak, diğer rivayette boğazını keserek veya kafasını taşla ezerek öldürdü.
Bunu sadece Musa görebiliyordu.
Musa yine itiraz ederek,sen tertemiz ve günahsız bir çocuğu can karşılığında olmadan haksız olarak. Ne diye öldürdün. Sen gerçekten çok kötü bir şey yaptın dedi.
Hızır ben sana demedim mi benimle beraberliğe asla güç yetiremezsin.
Musa tekrar verdiği sözü hatırlayarak özür beyan etti ve bir daha sana bir şey soracak olursam o taktirde benimle arkadaşlık etme çünkü sen mazur sayılırsın dedi.
Yollarına devam ettiler. Kasaba ahalisinin meclislerini dolaşarak yiyecek bir şey istediler. Fakat hiç kimse bunlara yiyecek vermeye ve misafir etmeye  yanaşmadı.
Orada yıkılmaya yüz tutmuş bir duvar gördüler.
Hızır bu duvarı temele kadar yıkıp yeniden yapmıştı.
Karşılığında da her hangi bir ücret talep etmedi.
Bunun üzerine Musa itiraz ederek
Bunun karşılığında bir ücret isteyebilirdin  dedi.
Hızır dedi ki, bu seninle benim ayrılışımızdır.
Dayanamadığın şeylerin iç yüzünü sana haber vereyim.
O gemi denizde çalışan yoksullarındı, bazı rivatlerde beş tanesi sakat olan diğer beş kardeşinde rızıklarını denizde arayan on yoksul kardeşe aitti.
Ben onu kusurlu yapmak istedim.ki,  önlerinde her sağlam gemiyi zorla gasp eden bir hükümdar vardı.
Ki  bu geminin yolunu kesen gaspçılar geminin delinmiş ve arızalı olduğunu görünce ilişmeyip  bırakmışlardı.
Erkek çocuğa gelince, annesi babası mü’min kimselerdi.
Bunun anne ve babasına azgınlık ve nankörlük ederek sıkıntıya sokmasından endişe ettik.
Çocuğun  yol kesen facir ve kâfir bir kimse olduğu her kötülüğü yapıp ailesine yemin ederek yapmadığını söylemesi gibi rivayetler de vardır.
Bu bakımdan Rabbinin onlara bu çocuğun yerine daha temiz hayırlı ve merhametli bir çocuk vermesini diledik.
Ki  bu çocuğun yerine bir kız çocuğu verilmiş ondan da bir peygamber dünyaya gelmiştir. Diğer rivayette ise 70 tane peygamber doğuran bir kız çocuğu verildi şeklindedir.
O duvara gelince,şehir deki iki yetim erkek çocuğun du.
Altında onlara ait bir define vardı. Bu bazılarına göre altın idi bazılarına göre ilim ve hayırlı bilgi idi.
Babaları Salih bir kimse idi. Rabbin, Çocuklar rüşt çağına erişince o hazineyi  bulsunlar  diye taktir etti.
Ben bunları kendiliğimden yapmadım.işte senin tahammül edemediğin şeylerin iç yüzü dedi.








davetyolu tarafından yayımlandı

Kur'an ve sünnet yolunda bid'at ve hurafelerden uzak,selefi Salih çizgisinde

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın