Kurban Bayramı 3



Müslümanın, kâfirlerin bayramlarından bir şeyi kutlaması asla câiz değildir. Çünkü bayram, onda, nassa (Kur’an ve sünnete) bağlı kalınması gereken şeriat kabilindendir.


Bu sebeple onların bayramlarına iştirak etmekle onların izlemiş oldukları diğer yollara iştirak etmek arasında hiçbir fark yoktur. Çünkü bayramın hepsini kabul etmek, onların küfrünü kabul etmek demektir. Onların bayramlarından bir kısmını kabul etmek, onların küfürlerinden bir kısmını kabul etmek demektir. Hatta bayramlar, şeriatleri (dînleri) birbirinden ayıran en belirgin bir özelliklerinden ve en açık sembollerinden birisidir. Bayramı kabul etmek, küfrün en belirgin özelliğini ve onun en açık sembolünü kabul etmek demektir.Bunu kabul etmenin küfürle son bulan bir davranış olduğunda da şüphe yoktur.

Kâfirlerin bayramlara iştirak etmenin en hafif derecesi, ma’siyettir (günahtır).

Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu özelliğe işâret ederek şöyle buyurmuştur:

إِنَّ لِكُلِّ قَوْمٍ عِيدًا، وَهَذَا عِيدُنَا. رواه البخاري ومسلم

“Şüphesiz her toplumun bir bayramı vardır. Bu (gün de)bizim bayramımızdır.” (Buhârî ve Müslim).

Kâfirlerin bayramlarına iştirak etmek, onların alâmetlerinden olan Zünnâr[2] ve benzeri bir giysiyi giymekten daha çirkin ve iğrençtir. Çünkü bu alâmet (zünnâr), dînden olmayıp beşer tarafından uydurulan şeydir. Bu alâmetin hedef ve amacı; müslümanı kâfirden ayırt etmektir. Bu bayram ve onunla ilgili olan şeylere gelince, bunlar, mensupları lânetlenmiş dîndendir.Dolayısıyla bu bayramı kabul edip kutlamak, Allah Teâlâ’nın gazabına sebep olan şeyleri kabul etmek demektir.” (İktidâu’s-Sırâti’l-Mustakîm; c: 1, s: 207)

Yine, Şeyhulislâm İbn-i Teymiyye -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir:

“Müslümanların, yemek, giysi, yıkanma, ateş yakma ve bir yaşam geleneğini veya ibâdeti ortadan kaldırmak gibi, bayramlarına âit olan bir şeyde, kâfirlere benzemeleri helâl değildir.
kâfirlerin, bayramlarını, kendi sembollerinden olan bir şeyle tahsis etme hakları yoktur. Aksine onların, müslümanların yanında kutlayacakları bayram günleri, diğer normal günler gibi olmalıdır. Müslümanlar da kâfirleri kendilerine âit hasletlerden herhangi bir şeyle tahsis etmemeleri gerekir.” (Mecmû’u’l-Fetâvâ; c: 25, s: 329)


Şeyhulislâm İbn-i Teymiyye’nin -Allah ona rahmet etsin- işâret ettiği hadisi, Buhârî ve Müslim rivâyet etmiştir.

Âişe’den -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre o şöyle demiştir:

“(Bir gün babam)Ebu Bekir -Allah ondan râzı olsun- yanıma girdi. Ensardan iki kız, yanımda Buâs gününde (savaşında)Ensar’ın söyledigi mersiyeler­den söylüyorlardı.

Âişe -Allah ondan râzı olsun- dedi ki:

– Fakat bu iki kız, şarkıcı değillerdi.

(Babam) Ebu Bekir -Allah ona rahmet etsin- onları görünce:

– Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-‘in evinde şeytan çalgısını mı çalıyorsunuz? diye çıkıştı. O gün, bayram günüydü.

Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:

– Ey Ebu Bekir! Her kavmin (topluluğun) bir bayramı vardır. Bu da (bu gün de) bizim bayramımızdır.” (Buhârî, hadis no: 952. Müslim,hadis no: 892)

Enes b. Mâlik’ten -Allah ona rahmet etsin- rivâyet olunduğuna göre o şöyle demiştir:

“Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Medine’ye geldiğinde, Medine halkının eğlenip oynadıkları iki günleri vardı.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:

– Bu iki gün nedir? Diye sordu.

Onlar (sahâbe):

-Biz, câhiliye döneminden beri bu iki günde oynuyoruz, dediler.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:

– Şüphesiz Allah o iki günü, sizin için daha hayırlısıyla değiştirdi. Kurban bayramı ve Ramazan bayramıdır.” (Ebu Davud; hadis no: 1134. Elbânî, Sahih-i Ebî Davud’da hadisin sahih olduğunu belirtmiştir.)
Bu iki hadis, bayramın, her milleti birbirinden ayıran en belirgin özelliklerinden birisi olduğuna ve câhilî toplumlar ile müşriklerin bayramlarını kutlamanın câiz olmadığına delâlet etmiştir.
Her kim, bir topluluğa (kavme)benzerse (onların giyindiği gibi giyinirse, gittiği yolda giderse ve onların işlediği fiilleri işlerse, günah ve sevap bakımından) o da onlardandır.” (Ebu Davud ve Ahmed)

Arefe günü, Fecr suresinde “Çifte ve teke andolsun” adı geçen tek gündür. İbn Abbas Radiyallahu anhu şöyle dedi: “Çift; Kurban günüdür, tek ise Arefe günüdür.” Aynı şekilde İkrime ve Dahhak da böyle demişlerdir.

Arefe gününü, oruçla geçirmek iki seneye kefarettir:

Nitekim Ebu Katede Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem Arefe gününün orucu hakkında sorulduğunda şöyle demiştir: “Geçmiş sene ile gelecek seneye kefarettir.” (Muslim)
Arefe günü, günahların affedilmesi ve ateşten azad olma günüdür. Ayrıca yüce Allah’ın kullarıyla övündüğü gündür.

Nitekim Muslim sahihinde Aişe Radiyallahu anha’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle demiştir: “ Arefe gününde ateşten azad edildiği kul kadar başka bir gün yoktur, Yüce Allah o gün kullarıyla meleklerin önünde övünür ve şöyle der: bunlar ne istediler?”

İbn Ömer Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu aleyhi vesellem şöyle dedi: “Yüce Allah Arefe akşamı meleklerin önünde kullarıyla övünür ve şöyle der: Bakınız kullarım saçları dağınık ve tozlu bir şekilde geldiler.” İmam (Ahmed, Elbani sahih demiştir. )
Müslümanın, kâfirlerin bayramlarından bir şeyi kutlaması asla câiz değildir.
(dînleri) birbirinden ayıran en belirgin bir özelliklerinden ve en açık sembollerinden birisidir. Bayramı kabul etmek, küfrün en belirgin özelliğini ve onun en açık sembolünü kabul etmek demektir.Bunu kabul etmenin küfürle son bulan bir davranış olduğunda da şüphe yoktur.

Kâfirlerin bayramlara iştirak etmenin en hafif derecesi, ma’siyettir (günahtır).
Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu özelliğe işâret ederek şöyle buyurmuştur:

إِنَّ لِكُلِّ قَوْمٍ عِيدًا، وَهَذَا عِيدُنَا. رواه البخاري ومسلم

“Şüphesiz her toplumun bir bayramı vardır. Bu (gün de)bizim bayramımızdır.” (Buhârî ve Müslim).

davetyolu tarafından yayımlandı

Kur'an ve sünnet yolunda bid'at ve hurafelerden uzak,selefi Salih çizgisinde

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın